Okur Akademi Kitap Listesi

- Hadikatü'l Fünun /
01 Nisan Pazar 2012, 206 sayfa

İslâmiyetin kabulünden sonra Araplar arasında sadece edebî tenkit şeklinde var olan belâgat uzun süre Kur’ân-ı Kerîm’in manasını iyi anlayabilmek amacıyla tefsir ve kelâm ilimleriyle bağlantılı olarak ele alınmış ve böylece belâgat ilmi bağımsız bir ilim haline gelmiş; mantık, felsefe ve edebiyatın ağırlıklı olduğu farklı belâgat ekolleri oluşmuştur. Türk Edebiyatında belâgat ile ilgili ilk eserler Arapça yazılmış olup Türkçe yazılan eserler de genellikle Miftah, Telhis ve Mutavvel gibi önemli eserlerin şerh ve tercümelerinden oluşmaktadır.

Bir belâgat kitabı olan Hadîkatü’l-Fünûn, gerek belâgat ve fesahat konularındaki ayrıntılı açıklamalar, gerekse de konuların geniş anlatımı ve Türkçe şiir örneklerinin çokluğuyla Türkçe belâgat kitapları arasında önemli bir yere sahiptir. Şerîfî’nin klasik belâgat geleneğini doğrudan yansıtmak yerine faydalandığı kaynaklardaki yanlış ve yetersiz bulduğu bilgileri eleştirmesi, tartışmalı meselelerde kendi görüşlerini de belirtmesi Hadîkatü’l-Fünûn’a orijinal bir çehre kazandırmaktadır.


Stoku tükendi.
- Üsküdarlı Aşkî’nin İki Tasavvufî Mesnevîsi /
01 Nisan Pazar 2012, 116 sayfa

Bu kitapta, daha evvel sadece Dîvân’ı bilinen şairin henüz tespit edilmiş iki tasavvufî mesnevisi konu edilecektir. İranlı meşhur mutasavvıf-şair Ferîdüddîn Attâr’ın Muhtârnâme adlı eserinin müntehab tercümesi ile büyük oranda Azîzüddîn Nesefî’nin görüşlerine dayanan Menâzilü’s-Sâlikîn isimli bu iki mesnevî birer incelemeyle birlikte bu kitapta yerlerini alacaklardır.


Stoku tükendi.
- Eğirdirli Münevver Bir Ailenin Hikâyesi /
01 Nisan Pazar 2012, 259 sayfa

Soyu Hz. Peygamber’e uzanan bu aile, ilim ile tasavvufu birbirine yaklaştıran Zeyniyye tarikatının Eğirdir’deki temsilciliğini yapan şeyhler yetiştirdiği gibi, XVI ve XVII. yüzyıl Osmanlı ilmiye teşkilatında müderris ve kadılık yapan birçok kişi yetiştirmiştir. Bunlar arasında Anadolu ve Rumeli kazaskerliği ile nakîbüleşrâflık yapan Şerîf Mehmed (ö. 1631), III. Mehmed döneminde sarayla içli dışlı olacak kadar parlak bir kariyer yapmıştır.


TÜKENDİ
- Şerîfî Dîvânı /
01 Nisan Pazar 2012, 404 sayfa

Şerîfî’nin ortalama yirmişer beyitlik gazellerden oluşturduğu dîvânı bu yönüyle Türk edebiyatında sıradışı bir örnektir. Dîvânda her gazelden önce şiire konu edilecek âyetin metni verilmektedir. Şairin farklı konulardan seçtiği âyetlerin geneli Allah’ın varlığı, birliği, insanlara verdiği nimetler, insanlardan istekleri gibi konulardan seçilmiştir. Bunun dışında Hz. Peygamber, dört büyük halife, sahabe ve velilerin övülmesiyle tevekkül, sabır, şükür, cömertlik, cimrilik, ölümün kaçınılmazlığı, cennet ve cehennem ehlinin durumu gibi konular, seçilen âyetlerin tefsirleri bağlamında ele alınmıştır. Okuyucuya Kur’ân-ı Kerîm’in genel muhtevâsını sunan ve yaklaşık 4000 beyitten oluşan bu eser, Kur’ân-ı Kerîm’in manzum bir tefsiri olarak hem edebî hem de dînî bakımdan büyük bir önem arzetmektedir.


Stoku tükendi.
- Gırnâtî Seyahatnamesi’nin XVI. Yüzyılda Yapılmış Bir Tercümesi /
01 Nisan Pazar 2012, 264 sayfa

Endülüslü seyyah Ebû Hâmid Muhammed el-Gırnâtî (ö. 1169) Mısır, Şam, Bağdat, Türklerin yaşadığı Başkırt gibi kuzey bölgeleri ile Doğu Avrupa’ya yaptığı yolculuklarını Arapça kaleme alıp Tuhfetü’l-Elbâb ve Nuhbetü’l-A’câb adını vermiştir. Bu seyahatname XVI. yüzyılda, Kânunî Sultân Süleyman’ın oğullarından Şehzâde Bâyezîd’in (ö. 1562) emri ile ismi belirsiz bir mütercim tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir. Elinizdeki kitapta, bir incelemeyle birlikte bu tercümenin metnine yer verilmiştir.







Tükendi
Mehmet Şamil Baş - Aydınlı Bir Uşşâki Şeyhi - Ömer Hulûsî Ve Dîvân’ı / Akademik
07 Mayıs Çarşamba 2014, 600 sayfa

“...Nâzenînlik bir haldir bir tarikat adı değildir. Mâşûkuna doğru iz süren Mecnûn misali âşık o anki haline göre gâh rağbet, gâh cünûn, gâh ümîd gâh perişanlık emâreleri izhâr eder. Tevhîd'e kadar devam eden bu inkilâblar Hak yolcusunun bir bakıma eğlencesidir. Bir hâlden bir hâle geçerek devam eden bu kovalamacada en zevkli kısım Nâz yapma hâlleridir. Bir samimiyet, bir kurbiyyet, bir işveli edâdır nâzenînlerin yaptığı. Tıpkı kalender, melâmet, fetâ, cîvânmerd halleri gibi bir âşık hâlidir nâzenîn neşvesi. Bu neşveye sahip olanlar itikatta Şeyh-i Ekber Muhyiddîn-i Arabî’nin şuhûd, vücûd ve Tevhîd derslerini tâkib ederler. Amelde ehl-i melâmettirler, ehl-i kalenderdirler, ehl-i fütüvvettirler…
…Netice olarak Şeyh Ömer Hulûsî Baba defâaten görüleceği üzre ekberî, melâmî ve nazenîn neş’ede bir Uşşâkî mürşididir. Ve onun şiirlerinden meydana gelen divanını Türk-İslam Edebiyatı sahası akademisyenlerinden muhterem Dr. Mehmet Şamil BAŞ kardeşim muhtelif nüshaları karşılaştırmak suretiyle başarıyla tesis etmiştir. Kendisini tebrik ederim. Sa’yi meşkûr olsun…”

Prof.Dr. Mahmud Erol Kılıç



378,00 TL (KDV muafiyetli)
H. Ahmet Arslantürk - Dördüncü Mehmed Saltanatında İstanbul - Risâle-i Kürd Hatîb / Tarih
03 Kasım Pazartesi 2014, 108 sayfa

Bazen de kişilik tahlili yaparak, yönetim konusunda tenkitte bulunur. Yazarın anlatısı özellikle 17. yüzyılın ortalarında İstanbul’daki esnaf ve halk hareketliliği ve devletin mali durumu hakkında bilgileri içermektedir. Risâle’nin bir başka önemli yanı ise IV. Mehmed’in annesi Valide Turhan Sultan’ın himaye ettiği hayır işleri ve mimari faaliyetleri hakkında bilgi vermesidir. Özellikle Valide Sultan’ın İstanbul Eminönü’nde inşasını tamamlattığı Yeni Cami’nin açılışının tasviri oldukça ayrıntılıdır. Yazar, Valide Sultan’ı: “Vâlide Sultân hazretlerinün hayrât ve hasenâtına nihâyet yokdur ve ahlâk-ı hamîdesi gibi âsârı çokdur. Cümleden biri dahi mahrûse-i İstanbul’da Emînönü dimekle ma‘rûf mahalde binâ itdükleri câmi‘-i şerîfdür ki nazîri görülmemiş ve adîli işidilmemişdür” ifadeleriyle tanıtır. 17. yüzyılın ortalarına ait bu risâle IV. Mehmed saltanatı yıllarına bir pencere açıyor ve devri farklı yönleriyle gözlerimizin önüne seriyor.



180,00 TL (KDV muafiyetli)
Raşit Çavuşoğlu - Gaziantepli Bir Halvetî Şeyhi Şâh Velî Ayintâbî Ve Risâletü’l-Bedriyye’si / Kaynak Metinler
11 Ağustos Perşembe 2016, 280 sayfa

Şâh Velî Ayıntâbî’nin, Ramazan 990/1582’de itikâfta iken tamamladığı Risâletü’l-Bedriyye adlı eseri, tasavvufî hakikatleri aktarmak, tarîkat mensubu mürid ve mürşidlere izlemeleri gereken yolu anlatmak için didaktik bir üslup ve dinî-tasavvufî remizlerden oluşan zengin bir örgü ile kaleme alınmıştır. Çalışmanın ana konusu olan ve müellif tarafından “Kitâb-ı aşk” olarak da isimlendirilen Risâletü’l-Bedriyye mesnevîsi bir bakıma, mecazî aşktan hakikî aşka doğru yol alan vuslat erlerinin izlemeleri gereken meşakkatli yolu (sırât-ı müstakîm) işlemektedir.



239,00 TL (KDV muafiyetli)